Kaygusuz Abdal
1341 - 1444
KAYGUSUZ ABDAL' IN HAYATI
Asıl adı Alaeddin Gaybi olan Alevî-Bektaşî halk ozanı. Dedesi Alaeddin bin Yusuf Babası İse Alaiye Begi Hüsameddin Mahmud olduğu söylenir. Hacı Bektaş-ı Veli’den sonra Bektaşîlik tarikâtının başına geçen Abdal Musa'ya bağlanarak tasavvuf yoluna girdi. Kaygusuz Abdal, Bektaşî erkannâmesi üzerinde bazı düzenlemeler yaparak Bektaşîliğin ilk "erkannâmesini" hazırladı. Böylece Bektaşîlik Tarikatı’nın ilk “tüzük yapıcısı” “Kaygusuz Abdal” olmuş oldu. Mısır'a giderek Bektaşîliği yaymaya çalıştı ve orada vefat etti.Eserleri: Divân, Sarây-nâme, Minber-nâme, Dil-güsâ, Gevher-nâme, Budala-nâme, Mesnevi, Muglâta-nâme (Kitab-ı miğlate), Esrâr-i Hurûf, Vücûd-nâme ' dir.'
Cümle Kaplumbağalar
Kaygusuz Abdal
Cümle kaplumbağalar
Kanatlanmış uçmağa
Kertenkele derilmiş
Kırım suyun içmeğe
Bir pire bir med tuzu
Yüklenmiş gider yola
Geh at olup yorgalar
Geh kuş olup uçmağa
Bir karınca devenin
Tepmiş oyluğun ezmiş
Bir budunu götürmüş
Dönüp ister kaçmağa
Çekirge buğday ekmiş
Manisa'nın çayında
Sivrisinek derilmiş
Irgat olup içmeğe
Balıkçıl köprü yapmış
O çayların birinde
Yüklü yüklü ördekler
Gelir andan geçmeğe
Ergene'nin köprüsü
Susuzluktan kurumuş
Edirne'nin minaresi
Eğilmiş su içmeye
Kaygusuz'un sözleri
Hindistan'ın kozları
Sen de bu yalan ile
Gidem dersin Uçmağ'a
Koyun Bine Yeticeğiz
Kaygusuz Abdal
Koyun bine yeticeğiz
Sürmeğe de yarağ olur
Beş yüzünü satıcağız
Harçlanmağa gereğ olur
Berktir erenler barusu
Bine sayılır birisi
Ell'iki teke derisi
Pabucuma yorağ olur
Bin batmandan olsa kazan
Ustager değil mi düzen
Hayranlık esince cana
Bengilik de gereğ olur
Doymaz isen yalvar Hakk'a
Nazar kıl bucağa yüke
On sekiz kalınca yuka
Tam gönlümce gevreğ olur
Kaygusuz Abdal bulunca
Gel otur pilav gelince
On tekne hamur gelince
Bir onarı çöreğ olur
Ben bu Aşka Düşeli
Kaygusuz Abdal
Ben bu aşka düşeli
Bu sakalı kırkarım
Dost ile bilişeli
Bu sakalı kırkarım
Ben kırkarım o biter
Çimende bülbül öter
Usta berber der yeter
Bu sakalı kırkarım
Aşka olup mülazım
Bilindi cümle razım
Gayrı sakal ne lazım
Bu sakalı kırkarım
Ben çalarım tanbura
Giyinirim tennure
Hak çerağın uyara
Bu sakalı kırkarım
Var mı bunda bir hatam
Gayrı gönülden atam
Çok mu gelir bir tutam
Bu sakalı kırkarım
Ben gezerim yazıda
Kuvvetim var bazuda
Ne işim var kazıda
Bu sakalı kırkarım
Kaba sakal istemem
Hep kesilse gam yemem
Hiç kısa uzun demem
Bu sakalı kırkarım
Sakalımla başımı
Bıyığımla kaşımı
Hak onara işimi
Bu sakalı kırkarım
Kaygusuz Abdal menem
Fartı furtu bilmenem
Bir tüğünü koymanam
Bu sakalı kırkarım
Değil Mi (Avlıyadan Gelen Kelam)
Kaygusuz Abdal
Avlıyadan gelen kelam
Okunan kuran değil mi
Gerçek veli'nin sözleri
Sure'yi rahman değil mi
Cun seni hak yaratığın
Kendi mitar ettiğin
Tecellii zat ettiğin
Suretti insan değil mi
Hak haberin dinleyene
Candan kabul eyleyene
Hakkı bilip anlayana
Sözümüz bundan değil mi
Gerçek elini tutmayan
Ona gönül perketmeyen
Hakki batıldan seçmeyen
Cahili neden değil mi
Ey Kaygusuz halin nola
Gitmez isen doğur yola
Hak kerem kılsa bir kula
Hakikat uyan değil mi
Ali Ali canım Ali
Canımın cananı Ali
Sen alemler umdusun
Pir Hacı Bektaşı Veli
Gel Hakk'a Olma Âsi
Kaygusuz Abdal
Gel Hakk’a olma âsî
Tâ gide gönlüm pası
Dört kitabın manası
Var edep öğren edep
Edep gerektir ere
Tâ yolu doğru vara
Edepsiz olma yere
Var edep öğren edep
Gaflet içinden uyan
Edepsiz olma ey cân
Edeptir asl-ı imân
Var edep öğren edep
Kaygusuz Abdal uyan
Aşkı bil aşka boyan
Şöyle demiştir diyen
Var edep öğren edep
Şathiyat
Kaygusuz Abdal
Yücelerden yüce gördüm
Erbabsın sen koca Tanrı
Alem okur kelâm ile
Sen okursun hece Tanrı
Âsi kullar yaratmışsın
Varsın şöyle dursun deyü
Anları koymuş orada
Sen çıkmışsm uca Tanrı
Kıldan köprü yaratmışsın
Gelsin kullar geçsin deyü
Hele biz şöyle duralım
Yiğit isen geç a Tanrı
Kaygusuz Abdal yaradan
Gel içegör şu cür’adan
Kaldır perdeyi aradan
Gerelim bilece Tanrı
Adem Oldum
Kaygusuz Abdal
adem oldum geldim adem içine
uğradım bir hana handan içeri
zembur gibi kandan kana konarken
bir kana uğradım kandan içeri
at oynatma zahit bu meydan değil
bu meydan der isen bu erkan değil
süleyman der isen süleyman değil
süleyman var süleyman'dan içeri
aşk bedesteninden mercan almışem
irfan meclisinden erkan almışem
bu canı verip de bir can almışem
saklarım bu canı candan içeri
şeriatı muhammede verdiler
tarikat üstüne bir yol kurdular
marifet babında sual sordular
hakikat var hakikattan içeri
kaygusuz eydür bir nutkum hakla
bir mürşide el ver kalbini pakla
mürşidin verdiğin tut kavi sakla
ilikten kemikten kandan içeri...
Nefes
Kaygusuz Abdal
Beğlerimiz, elvan gülün üstine
Ağlar gelür şahum Abdal Musa'ya
Urum abdalları postun eğnine
Bağlar gelür şahum Abdal Musa'ya
Urum abdalları gelir dost deyü
Eğnimüzde aba, hırka, post deyü
Hastaları gelür, derman isteyü
Sağlar gelür şahum Abdal Musa'ya
Meydanında dara durmuş gerçekler
Çalınur koç kurbanlara bıçaklar
Döğülür kudümler altun sancaklar
Tuğlar gelür şahum Abdal Musa'ya
Benim bir isteğüm vardır Kerim'den
Münkir bilmez, evliyanın sırrından
Kaygusuz'um ayru düşdüm pirimden
Ağlar gelür şahum Abdal Musa'ya