TÜRK EDEBİYATININ DÖNEMLERİ
İSLAMİYET ÖNCESİ TÜRK EDEBİYATI
Bu dönem edebiyatı;dil,anlatım,duyuş ve zevk bakımından yabancı etkilerden uzak ve milli bir edebiyat niteliğindedir. Sözlü ve yazılı edebiyat olmak üzere iki kolda ilerlemiştir.
b ) Yazılı Dönem
Türkler arasında yazının nasıl ve ne zaman başladığı kesin olarak bilinmemektedir. Tarih kaynakları IV. yüzyıldan itibaren Türkler’in yazıları olduğunu bildiriyorsa da elimizde örnek yoktur.
1. İki tür dil kullanılmıştır: Göktürkçe (Kuzey Türk lehçesi) ve Uygurca (Güney Türk lehçesi).
2. Elimizdeki en eski metinler 8. yüzyılda yazılan Orhun Yazıtları‘dır.
3. İki konuda
yapıtlar verilmiştir: Edebiyat geleneklerine bağlı olarak din dışı konularda, din ile ilgili konularda.
4. Şiirlerde hece ölçüsü ve çoğunlukla yarım uyak kullanılmıştır.
5. Atasözleri ve bazı
destanlar bu dönemde yazıya geçirilmiştir.
6.Bu dönem ürünleri Uygurca ve Göktürkçedir.
7. Göktürkçe ile ortaya konulan ürünlerde dil, yabancı etkilerden uzaktır.
8. Uygurca eserlerde ise
yabancı etkiler görülür.
9. Bazı atasözleri (savlar) ve destanlarımız bu dönemde yazıya geçirilmiştir.
Orhun (Göktürk) Yazıtlarının Özellikleri:
Türklerin ilk yazılı eseridir. Doğu Göktürklerin tarihine Işık tutar. Söylev türünde yazılmıştır. Oldukça gelişmiş ve işlenmiş bir dil kullanılmıştır. Türk dilinin gelişmişlik düzeyine ilişkin etraflı bilgiler edinilebilir. Hem dini hem de din dışı konular işlenmiştir. Tarih, coğrafya ve edebiyata kaynak olacak niteliktedir. Türk tarihini, toplumun yaşam biçimini, dünyaya bakış tarzını ortaya koyar. Kitabelerde idarecilerin ve sultanların halkı aydınlatması, yaptıklarının hesabını halka vermesi söz konusudur. Kitabeleri Strahlenberg bulmuş, 1893’te Wilhelm Thomsen okumuştur. Bir yüzleri Göktürk alfabesiyle, diğer yüzleri Çince yazılmıştır.
a) Vezir Tonyukuk Yazıtı (720):
Tonyukuk Yazıtı, 720-725 senelerinde Tonyukuk'un kendisi tarafından dikilmiştir. Bu yazıtta, Türklerin savaş stratejileri, bağımsızlık mücadelesi için verilen savaşlar, Bilge Tonyukuk'un Türk milleti için verdiği mücadeleler göze çarpmaktadır.
b) Kültiğin Yazıtı (732):
Kül Tigin Yazıtı veya Kül Tigin Kitabesi, Bilge Kağan'ın kardeşi, İkinci Doğu Göktürk Kağanlığı'nın yöneticisi Kül Tigin'in ölümü üzerine MS 732'de Orhun Vadisinde diktirilmiş yazıt.
c) Bilge Kağan Yazıtı (735):
Bilge Kağan Yazıtı veya Bilge Kağan Kitabesi, Türk dilinin en eski yazıtlarındandır. Orhun Yazıtları olarak bilinen yazıtlardan biridir. Bu yazıt, Bilge Kağan'ın ölümünden (734) bir yıl sonra (735), kendi oğlu olan Tengri Kağan tarafından diktirilmiştir. Bu yazıtta da konuşan, Kül Tigin yazıtında olduğu gibi Bilge Kağan'dır.
Uygur Metinlerinin Özellikleri:
Uygur dönemimde metinler genellikle taş ve kağıtlara yazılmıştır.
Yeni dinleri olan Manihaizm ve Budizm konulu metinlerin bir kısmı Çince ve Moğolca dilinden tercüme edilmiştir.
Uygur metinleri Göktürk ve Uygur alfabesiyle oluşturulmuştur.
Kısa metinler olarak oluşturulmuştur. Bu metinlerin genellikle 5-10 arası satırdan oluştuğu görülmektedir.
Her edebi metin gibi Uygur metinlerinin de döneminin zihniyetini yansıttığını söyleyebiliriz.
a) Altun Yaruk (Altın Işık):
Bir Uygur yazar tarafından Çinceden Türkçeye çevrilmiş olan Altun Yaruk Budizm dinini anlatan kutsal bir kitaptır. Budizm’in inanç felsefesinden ve kurallarından bahseder. 10. yüzyılda yazıldığı düşünülmektedir. Eser içerisinde birçok hikaye yer almaktadır.
b) Sekiz Yükmek (Sekiz Yığın):
Yine Çinceden Türkçeye çevrilmiş olan eser, Budizm felsefesini içeren kutsal bir kitaptır. Zengin ve içten bir söz varlığıyla o dönemde de dikkat çeken bir eser olmuştur.
c) Kalyanamkara ve Papamkara Hikayesi:
Budizm dinini esas alan bir hikaye kitabıdır. İki kardeş arasında yaşananlar Budizm dininin felsefesine göre anlatılır. Aslında Sanskritçe yazılan bu kitap 10. yüzyılda Uygurcaya tercüme edilmiştir.
d) Irk Bitig (Fal Kitabı):
104 sayfa olan bu fal kitabı Manihaizm dinini anlatır. Irk Bitig’in 930 yılında yazıldığı tahmin edilmektedir. Eser toplamda 65 paragraftan oluşmaktadır.